TÜRKİYE HİPODROM SİTESİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TÜRKİYE HİPODROM SİTESİ


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Duygu Fatura Oluk

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
TJK
Admin



Mesaj Sayısı : 247
Kayıt tarihi : 03/06/08

Duygu Fatura Oluk Empty
MesajKonu: Duygu Fatura Oluk   Duygu Fatura Oluk Icon_minitimeCuma Ağus. 15, 2008 10:25 pm

Atlar duygusaldır, hemen küser
Genç yaşına rağmen 33 yıldır at bindiğini belirten Oluk, “Atlar çok hassas hayvanlardır. Olumlu veya olumsuz, her şeyi hemen algılarlar. Ayrıca insan sarrafı gibidirler. Kötü niyete tahammülleri yoktur. Üzerlerinden atıverirler” diye konuştu
TÜRKLER için vazgeçilmez bir hayvandır at. Tarihin en eski dönemlerine uzanan bu dostluk, halen sıkı bir şekilde yerini koruyor. At sevgisini, ilgisini en yüksek seviyede barındıran camialarından biri olan Türk atyarışçılığı camiasına mercek tuttuk Tercüman olarak. At denen narin, duygulu hayvan, kimleri sever, kimleri üzerinden atar. Bunun cevabını aradık, durduk. Türk atyarışçılığının yeri nerede, nereye gidiyor?.. Milyonların ümit bağladığı hipodromlarda neler oluyor, at sahipleri neler yapar? Buyrun Tercüman’la birlikte atyarışı yolculuğuna... Bu yolculukta yorulmayacaksınız...
Çocukluk aşkım
At sevgisi denince, at yarışı denince akla ilk gelen yerlerden birisi şüphesiz ki İstanbul Veliefendi Hipodromu’dur. Biz de objektiflerimizi ve mikrofonlarımızı bu güzel mekâna yönelttik ve at sevdalılarının hikayelerini kendi ağızlarından dinledik.
At sahibi Duygu Fatura Oluk, küçük yaştan beri at camiasının içerisinde. Çocukken Bursa’daki çiftliklerinde at binmeye başlayan Oluk, konkur binicisi olarak tam 33 yıldır atların üzerinde. 3 yıldır yarış atı sahipliği de yapan Duygu Hanım, atların insana büyük bir mutluluk duygusu verdiğini belirtmeden geçemiyor.

<LI>Bize biraz at sevgisini anlatır mısınız? Kimi sever bu güzel havyanlar, kimi sevmez?
At sevgisi öyle bir şey ki, anlatılamaz. Daha 9 yaşında veteriner hekim olmaya karar verdim ve nitekim de oldum. Bütün hayatımı atlar yönlendiriyor. Atlarla üstünde olabiliyorsanız diyalog çok ayrı bir şey. İnanılmaz bir duygu alışverişi oluyor aranızda. Bir süre sonra o sizi hissetmeye başlıyor, siz onu hissetmeye başlıyorsunuz. 6-7 senedir bende olan bir atım vardı, geçen sene emekliye ayırıp bir arkadaşıma verdim. Onun ahırına girişinden bile anlardım. O gün keyfi nasıl, üzgün mü, mutlu mu? İnsan onu hissedebiliyor.
Mesela ben genç at eğitimini seviyorum. Atım Mamas Boy’un ilk sırtına çıkan kişi benim. İyi bir eğitim verdim. Sahaya çıktığı ilk gün çok güzel idmanını yaptı. Hiçbir yabancılık çekmedi.
<LI>Atlara idman yaptırıyor musunuz?
Dayım Hasan Tolon’un atına bir ara yaptırıyordum. O atın ismi Alaska Altını’ydı. Geçen sene Centilmen Koşusu’nda bindim. Bir kaç kez centilmen koşusuna bindikten sonra kazanmayı başardım.
<LI>Atların özelliklerini anlatırmısınız?
Hepsi ayrı. İnsan gibiler. Kimi kıskanç. Birebir yaşadım bir atımda. İkinci bir at geldi ve birinci atım beni reddetti. Ablamı sokuyordu beni sokmuyordu ahırına. Yeri geliyor, sevgi dolu. Hepsi farklı. Kimi lider, kimi yürekli, kimi korkak, kimi nazenin. Atlar, sevip sevmediğini belli eder. Sevmediğini şahlanarak üzerinden atabilir de... Mesela benim atım Mamas Boy’un psikolojik problemleri olduğuna inanıyorum. Koşarken yanında at olmasını istiyor. Böyle olunca da kazanması kolay olmuyor. Sadece bir kez rahat kazandı.



Uykum atlara feda
Sabah 6’da kalkıp hipodroma giderim. Akşam 8’de bile yanlarındayım En ufak rahatsızlıklarında hayatı kendime zehir ederim
<LI>Atların bütün hayatınızda olduğundan bahsetmiştiniz. Bize bir gününüzün nasıl geçtiğini anlatır mısınız?
Sabah altı gibi kalkarım. Ağzıma lokma koymadan hipodroma gidiyorum. 7 buçuk gibi atlarım çalışıyor. Atımın son kontrollerini yaptıktan sonra Kemer Country’ye gidiyorum.
<LI>Orada da mı atlar?..
Elbette. Onlarsız bir anım olmuyor ki... Kemer Country’de konkur atlarımı çalıştırıyorum. Bu arada Veliefendi’ye getireceğim iki yaşında bir yarış tayım var. Onu da orada ben hazırlıyorum. Ardından bir kaç arkadaşımın daha konkur atlarını çalıştırıp, Bakırköy’deki şirketime
geçiyorum.
Koltukta sızıyorum
<LI>Şirketiniz ne üzerine?
At yemi, yem katkıları, at nalı ve yine bazı at malzemeleri ithalatı. Orada günlük işlerle ilgilendikten sonra akşam beş gibi atımın akşam gezisini izlemek üzere yeniden Veliefendi’nin yolunu tutuyorum. Atımın herhangi bir ihtiyacı varsa giderdikten sonra akşam sekiz gibi eve gidiyorum. Eğer rahatsızsa günüm bana zehir oluyor.
<LI>Yorucu ancak bir o kadar da heyecan verici görünen bir hayat tarzı. Herhalde o saatten sonra enerjiniz hayli azalıyordur...
Hem de nasıl. Tüm günün yorgunluğunu o saatlerde hissediyorum. Evde koşu özetlerini izliyorum. Ailemle ilgileniyorum. Saat 11 - 12 gibi ise yorgunluktan bitap düşmüş halde âdeta
sızıyorum.
Atsız olamam
<LI>Böyle bir güzel uğraştan dolayı şikayetiniz olmaz sanırım...
Ne mümkün!.. Ölene kadar böyle yaşayabilirim. Atsız bir hayat düşünemiyorum. Onlar dünyanın belki de en asil, en uysal ve en sadık varlıkları.
<LI>Bu güzel röportaj için ve bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Ben de sizlere çok teşekkür ederim...</LI>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hipodrom.yetkin-forum.com
 
Duygu Fatura Oluk
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TÜRKİYE HİPODROM SİTESİ :: TÜRKİYE HİPODROM SİTESİ :: THS SOHBET-
Buraya geçin: